Obama “Kapatacağım” dediği hâlde kapatamadı, “Kapatmayacağım” diyen Trump ne yapacak?

Küba buna niye razı olur bilmiyoruz, o fiyata New York’ta daire bile tutamazlar.   
Washington burayı Haiti’den gelmesi muhtemel mülteciler için düşünmüştür. Ki ihtiyaca da cevap verir kendi çapında. 
Lakin George W. Bush, 30 milyon dolar harcayıp bir iÅŸkence merkezi kurar (2005). Burada dilediÄŸi gibi can yakacak, soran olursa “Ama orası bizim topraklarımız deÄŸil ki” deyip sıyrılacaktır aradan. 
Ve zulüm baÅŸlar. Eline silah alsın ya da almasın potansiyel tehlike olarak görülen Müslümanlar (ki bazıları henüz 9 yaşındadır) derdest edilip Guantanamo’ya taşınırlar. 
Burada bilhassa Ä°slami deÄŸerler alaya alınır, ezan okutmaz, namaz kıldırmaz, yüce kitabımıza hakarette bulunurlar. 
Mahkemeye çıkarılmazsınız, ne kadar tutulacağını kimse bilemez burada. 
Hoş, yüzde 100 suçsuz olduğunuz anlaşılsa bile tazminat verecek değillerdir sana. Çıktığınızda bedenleriniz darbeli olacaktır, zihnî melekeleriniz ona keza.
Biliyorsunuz Bush, Irak’ta hata yaptığını söylemiÅŸti. Ne zaman? Milyonlarca insanı evsiz barksız, iÅŸsiz, aÅŸsız bıraktıktan sonra. Peki canına kıyılan masumlar, babasız kalan çocuklar uykularını kaçırdı mı? Ben öyle bir ızdırap göremedim simasında. Guantanamo’dakilerin de vicdanını sızlattığını sanmam.  
Bu kampa öncelikle Afganlılar getirilir. Niye? Çünkü haklarını arayacak bir devletleri yoktur arkalarında. Sonra 42 ülkeden yüzlerce insanı toplar, çelik kafeslere tıkarlar. Hedef el-Kaide ve Taliban savaşçıları dense de sık eleyip ince dokumazlar, Müslüman olmanız yeterlidir onlara. 

ÇİN İŞKENCESİ NE Kİ?

Peki Guantanamo’da gün nasıl baÅŸlar? 
Sabah kalkınca diye bir cümlenin manası yok. Çünkü sabah akÅŸam devamlı kaldırılırsınız, geceniz, gündüzünüze karışır, uzayda yüzen gök cismine dönersiniz zamanla. Gardiyanlar kurt gibi dalmanızı bekler, kafanız düştü mü siren ve klaksonlarla üzerinize yürür, tekmeleyerek uyandırırlar. Gözünüzü açarsınız, azgın köpeklerle gelirsiniz burun buruna. 
Mahkûmların en büyük derdi tuvalet ihtiyacıdır. Sıkıştığınızda duymazdan gelir, yalvartırlar. Defihacet için çırılçıplak soyunmalısınızdır. Düşünün bir Müslüman baÅŸkalarının gözü önünde nasıl abdest bozar? Ä°stibra, istinca, istinka ne mümkün, postallanıp dipçiklenirsiniz anında. 
Sürekli tecavüz tehdidi altında yaÅŸarsınız. Canı sıkılan, mahrem yerlerinizle oynar. Bir Müslüman gözünü zinadan korumalıdır ama inadına porno videolar açar, seyretmeye zorlarlar. Ramazan günü aÄŸzınıza bir ÅŸeyler sokar, namaz kılarken hortumla ıslatırlar. Dayak, tokat sıradan ÅŸeylerdir. Yeter ki üzerinize iÅŸemesinler, kafanızı klozete sokmasınlar. Hele yüzünüzü çaputla kapatıp su döktüler mi boÄŸulma hissine kapılırsınız ÅŸuurunuz kaybolur o anda. 
Sorguda ışık ve ses kullanır, bilinmedik ilaçları zerk ederler damarlarınıza. Ä°ÅŸin acı yanı çoÄŸu saÄŸdan soldan toplanmış insancıklardır, neyle suçlandıklarını bile anlayamazlar. 
EÄŸer karavana aldılarsa iÅŸiniz vardır, beyler neÅŸeyle yerlerini alırlar. Kesiciler, deliciler, yakıcılar artık aklınıza ne geliyorsa…  Elleriniz ve ayaklarınız prangalıdır, tabana zincirle baÄŸlanırsınız ayrıca. Adım bile atamazsınız, nerede kaldı direnesiniz onlara. 
Gardiyanların çoğu badi çalışmış yarmalardır, güçlerini üzerinizde dener, gösteri yaparlar arkadaşlarına.

HANÄ° Ä°STÄ°HBARAT? 

Peki istihbarat açısından bir fayda görürler mi? Zanlılar sıradan insanlardır, bir ÅŸey bilmezler ki anlatsalar. 
Bazıları iÅŸkencenin nispeten hafif olduÄŸu 4. kısma geçebilmek için konuÅŸur güya. Yarbay Cristino’ya göre bilindik ÅŸeylerdir bunlar, iÅŸlerine yaramaz. 
Hasılı onca yıl uÄŸraÅŸtıktan sonra sadece 4 kiÅŸiyi mahkûm edebilirler. Onları da silahlı eylemden deÄŸil “propagandadan!”
ABD Genelkurmay BaÅŸkanı E. Meyers “Bunlar çok tehlikeli militanlar” der, “hatta taşındıkları nakliye uçaklarının kablolarını diÅŸleriyle kopartacak kadar!” Bu yüzden torba geçirilmelidir kafalarına.
Eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e göre alayı teröristtir, delil bulunup bulunmaması önemli deÄŸildir. BaÅŸlangıçta nötr bile olsalar, nefretle dolmuÅŸlardır bu saatten sonra. Yani bitirilmelidirler burada. 
Bu yüzden Guantanamo’ya Felluce Hapishanesi Müdürü Tümgeneral Geoffrey D. Miller’i tayin eder ve ÅŸartların daha da ağırlaÅŸtırılmasını arzular.
Esirin de bir hakkı hukuku vardır oysa. Peki altına imza koydukları Cenevre SözleÅŸmesi? BeÅŸ büyük için bunların önemi yoktur, kurallar sana banadır, süperleri baÄŸlamaz. Oxford Hukuk Profesörü Vaughan Lowe ve Ä°nsan Hakları Avukatı Guy Goodwin Gill;  ABD’nin Guantanamo’da hukuku çiÄŸnediÄŸini ispatlasalar da Beyaz Saray kale almaz. 
Bush’a göre Afganistan’da bulunan herkes 11 Eylül’den mesuldür. Hatta durduk yerde evleri bombalanan kadınlar ve çocuklar da. İçlerinde bir kaçının iÅŸkence görmesi problem sayılmaz. 
Michael Moore’a göre ise bu pis bir oyundur. Bush’un da içinde bulunduÄŸu çete Ä°kiz Kulelerin iskeletine patlayıcılar yerleÅŸtirmiÅŸ ve zamanı gelince düğmeye basmış yıkmıştırlar (Fahrenheit 9/11). Jet yakıtı ancak 1.300 dereceye yükselebilir, çelik ise 1.800 derecede erir. Öyleyse bu film yalandır baÅŸtan ayaÄŸa! 

ADALETÄ°N BU MU DÃœNYA?

Bazı mahkûmlar ailelerine zarar gelmesin diye isnat edilen suça imza atarlar. Bilahare o mahalde olmadıkları ortaya çıkar. Mesela “Bin Ladin’le birlikte çalışıyorduk” diyen bir genç, detaylara hâkim deÄŸildir, belli ki Torobora’yı görmemiÅŸtir hayatında. 
En komiÄŸi de yakalananlardan bazılarının alkol alması, gece kulüplerine gitmesi, uyuÅŸturucu kullanmasıdır. Bırakın Ä°slamcılığı, namaz surelerini bile okuyamazlar. 
Küba güneÅŸi serttir malum, altında saatlerce durunca beyniniz kaynar. Geceleri ise soÄŸuk çene takırdatır. Mataralar kapaksızdır, bir bakarsınız içinde minik minik kurbaÄŸalar. Eliniz ayağınız baÄŸlıdır, akrep çiyan gelir, müdahale edemezsin haÅŸarata. 
Yemekler hassaten baÅŸtan savma piÅŸirilir, soÄŸan ve yumurta kabukları, kıl tüy, toprak… Aşçılar sinir etmek için ellerinden geleni yapar. Karavanayı yere döker, domuz gibi yemeye zorlarlar. 
EÄŸer gardiyanınızın telsizine ERF (Extreme Reaction Force) mesajı geldiyse yandınız, birazdan hücrenize girecek okuyacaklardır canınıza. 
Derdinizi anlatacak merci yoktur, kimin kapısını çalabilirsiniz ki orada? Ama bakın şu işe ki Uzman Çavuş Sean Baker, bir ERF tatbikatı sırasında beyin sarsıntısı geçirip de rapor alınca... Zulmü kendi elleriyle geçerler kayda.
Evet kampta hekim vardır ama sadece hayatınızı tehlikede görürse müdahalede bulunur. Bütün gece ıslak betonda yatırılıp ciÄŸerlerinizi üşütmüşseniz, gelir gerekli ilaçları zerk eder vücudunuza.  
Diyelim ABD subayısınız. Sorguya çektiÄŸiniz garipleri yolladınız Guantanamo’ya. Bu hizmetiniz (!) zayi olmayacak, maaÅŸ artı prim olarak yatacaktır hesabınıza. Belki hayalini kurduÄŸunuz ÅŸeyleri alabileceksinizdir yıllardan sonra. 
O zanlı da konuÅŸsundur ama! PaÅŸa paÅŸa itiraf etsin, limon sıkmasındır kariyer fırsatınıza. 
Yoksa!